Rabbım; kâfirlerden yeryüzünde yurd tutan hiç bir kimse bırakma. Çünkü sen onları bırakırsan; kullarını saptırırlar. Kötüden ve öz kâfirden başka da evlâd doğurmazlar.“
Bu duaya ve Allah’ın gemiye binenlerin dışında kalan insanların tamamını yokettiğine göre, Nuh kavmi insanlık tarihinde ilk kavim olup yeryüzünde ondan başka kavim yoktu. Kendisiyle birlikte gemiye binmiş olanların soyu tufandan sonra devam etmemiş, sadece Nuh (a.s.)’un nesli devam etmişti: “Onun soyunu sürekli kıldık” (Sâffât, 77.)
Bu doğrultuda Hz. Nuh, insanlığın ikinci atası olarak bilinir. Rivayete göre Hz. Nuh’un beş oğlu vardı: Hâm, Sâm, Âbir, Yafes ve Yam (Kenan). Âbir tufandan önce, Yâm ise tufan esnasında dağa çıkıp boğularak ölmüştür, gemiye binen ve hayatta kalan diğer çocukları Ham, Sâm ve Yafes’tir. Tüm İslam alimleri ile Hristiyan ve Yahudi din bilginlerinin ekseriyeti, Hz. Nuh’tan sonra günümüze kadar gelen insan topluluklarının Nuh’un (a.s) oğulları olan Sâm, Yâfes ve Ham’dan türediği üzerine ittifak etmişlerdir. Günümüzde varolan ve Hz. Nuh’tan sonra geçmiş çağlarda yok olan tüm dil ve ırkların ataları Sâm, Ham ve Yâfes’tir. Buna göre;
a-) Sâmiler yani Araplar, Aramiler, İbraniler, Keldaniler ve Fenikeliler Sâm’dan
b-) Hâmiler yani Arîler ya da Hintliler, Berberiler, Kıptiler, Farslılar, Kürtler ve Avrupalılar yani Almanlar, İngiliz ve Fransızlar Hâm’dan
c-) Yâfesiler yani Moğollar ya da Turanlılar, Türkler (Orta Asyalılar dahil), Çinliler, Japonlar ve Moğollar Yâfes’ten türemişlerdir.
Hem İslam hem batı tarihçilerine göre Âd, Semud, Cürhüm, Lahmid, Tasm ve Cedisler Samilerin ilk halkası olup Arabistan’ın en eski kavimleridir. Bu dönemde en büyük ve en güçlü kavim olan Âdlar, tüm Arabistan’a (Hicaz, Yemen, Umman) hükmediyorlardı. Arabistan dışındaki Araplar (Birinci Âdlar) ise Babil, Mısır, Filistin, İran,Kartaca ve Fenike bölgesine dağılmışlardı. Bu Âdlar, Yahudi ve Batı tarihinde Âmâlikalılar olarak da bilinir . Eski Ahitte Amâlek olarak geçen Âmâlikalar’ın, İsrailoğulları’nın Babilden arz-ı Mukaddese gelmeden önce Filistin’de yaşadığı söylenir. İslam tarihçilerine göre ise Amâlika, Arabü’l-aribede’den olup Hz. Musa döneminde Şam topraklarında (Suriye, Ürdün, Filistin, Lübnan) yaşamışlardır. Tevrat’a göre en parlak çağlarını M.Ö 2000′li yıllardadır. Bazı Müfessirlere göre, İsrailoğulları’nın Filistin’in korkularından girmedikleri ve Kur’an’da onları “cebbâr ” yani “zorba ve güçlü” kavim şeklinde niteledikleri kavim Âmâlikalılar’dır.
a-) Sâmiler yani Araplar, Aramiler, İbraniler, Keldaniler ve Fenikeliler Sâm’dan
b-) Hâmiler yani Arîler ya da Hintliler, Berberiler, Kıptiler, Farslılar, Kürtler ve Avrupalılar yani Almanlar, İngiliz ve Fransızlar Hâm’dan
c-) Yâfesiler yani Moğollar ya da Turanlılar, Türkler (Orta Asyalılar dahil), Çinliler, Japonlar ve Moğollar Yâfes’ten türemişlerdir.
Hem İslam hem batı tarihçilerine göre Âd, Semud, Cürhüm, Lahmid, Tasm ve Cedisler Samilerin ilk halkası olup Arabistan’ın en eski kavimleridir. Bu dönemde en büyük ve en güçlü kavim olan Âdlar, tüm Arabistan’a (Hicaz, Yemen, Umman) hükmediyorlardı. Arabistan dışındaki Araplar (Birinci Âdlar) ise Babil, Mısır, Filistin, İran,Kartaca ve Fenike bölgesine dağılmışlardı. Bu Âdlar, Yahudi ve Batı tarihinde Âmâlikalılar olarak da bilinir . Eski Ahitte Amâlek olarak geçen Âmâlikalar’ın, İsrailoğulları’nın Babilden arz-ı Mukaddese gelmeden önce Filistin’de yaşadığı söylenir. İslam tarihçilerine göre ise Amâlika, Arabü’l-aribede’den olup Hz. Musa döneminde Şam topraklarında (Suriye, Ürdün, Filistin, Lübnan) yaşamışlardır. Tevrat’a göre en parlak çağlarını M.Ö 2000′li yıllardadır. Bazı Müfessirlere göre, İsrailoğulları’nın Filistin’in korkularından girmedikleri ve Kur’an’da onları “cebbâr ” yani “zorba ve güçlü” kavim şeklinde niteledikleri kavim Âmâlikalılar’dır.